Wednesday, December 10, 2008

la dernière mort (Marina III)

.
.
.
.

Hep seni düsündüm alevler evi sararken. Bir tek seni. Kac yil gecti üzerinden, anlayamadan karisti seneler. Tek bir nebze kalmadi ihtisamindan kralicem, tek bir nebze kalmadi, gectin gittin. Ve artik soguklar mevsimlerden bagimsiz, günes sadece basimi agritan bir isik. Keske söndürebilsem, mum üfler gibi. Senin hayatin da öyle sönmedi mi? Yanina gelecegim bu mektup bittiginde. Ates bile isitmiyor, seni sevdigim geceler kadar kadinim. Serce parmagima senden yoldugum altin lüleyi doladim, dünyanin tüm zenginligini tasiyorum nasirlasmis cirkin elimde.
Tüm hayatim karada gecti, kasabadakilerin hayati hep kasabada geciyor. Kimse denizi bilmiyor senin gibi, kimse denizi hayal dahi edemiyor. Ne haddimeydi seni bu topraklara hapsetmek, öldürdüm seni buralarda. Ne bir marti uctu üzerimizden, ne de balik yedik bir kere olsun aksam yemeginde. Affet beni sevgilim.
Ocakta dalgalar cok azgin olmali denizlerde, ama seni burada topraga gömdüler. Seni topraga gömdüler Marina’m, birsey yapamadim, affet.

.
.
.
.